Zoya Oje – Channing

Burada pek çok konudan bahsettim. Renkli kozmetiğin hemen her alanına ufak da olsa girdim. Ama böyle şeylere merak duymayan insanların bile kullandığı oje mevzusundan pek bahsetmedim değil mi? Aslında eski takipçiler bilir, yıllar önce böyle bir girişimde bulunmuştum. Orly’nin toz pembe ojesini pek beğenip hevesli bir post yayınlamıştım. Sonra Orly’nin hayvanlarda deney yapmaya başlayacağını öğrendik. Ben de kızıp sildim valla. Bir süre sonra da bunun tekrar cruelty free olacağı tuttu tabii, o ayrı. Neyse olur böyle şeyler. Bugün Zoya ile yeni bir başlagıç yapalım. Umarım onun hakkında üzücü haberler almayız ileride.

Bu oje yazısını tahminimden erken yayınlıyorum (normalde böyle şeylerin niyetine girdikten ancak 3-5 ay sonra yazarım da). Sebebi bariz sanıyorum, kırmızı ve ışıltılı rengiyle yılbaşı havasını güzel yansıtıyor. Aslında daha güzel yansıttığı bir şey varsa, o da sonbahar. Yaklaşık 5 sonbahar boyunca bu arkadaşı çok istedim. Fiyatı tam anlamıyla 3 kuruşluk sayılmayacağı için erteleye erteleye bu günlere kadar geldik. Gördüğünüz gibi erteleme, oyalanma gibi işlerde çok becerikliyimdir. Bir nevi hobi diyelim. Tutkuyla gerçekleştirdiğim bir hobi…

Rengi ve Dokusu

Channing ojeyi ilk olarak Killer Colours‘da görmüştüm. Zaten kendisinin oje seçimlerine hayranım. Onda biraz daha kiremit rengine yakın görünmüştü gözüme. Ama aslında sıcak alt tonlu, canlı bir kırmızıymış. İçinde yoğun altın ve bakır ışıltıları var. Hatta arada bir yerde küçük, minnoş pembe ışıltılar gözüme çarptı. Bence orjinal bir renk. Uzaktan bu kadar üç boyutlu ya da yanardöner görünmüyor ama. “Parlak kırmızı” gibi duruyor daha çok, ki bu da çok kötü sayılmaz. Ayrıca çok opak ve pigmentli bir oje. Tek kat benim için gayet yeterli, alttan tırnağımın rengi görünmüyor hiçbir şekilde. Sürümü de kolay, kuruması da. Kalıcılığına gelirsek, yaklaşık 1 hafta kullandım, yepisyeni durdu tırnağımda. Ama zaten çoğu ojede sorun yaşamadığımı belirtmem lazım.

Channing’in o güzel rengini fotoğrafa nasıl da yansıtamadığım ayan beyan ortada. Buna rağmen swatch koymam gereksiz oldu biraz. Pürüzlü gibi durmuş, aslında öyle değil. Gayet normal oje yani. Kış mevsiminin loş ışığında çekim yapınca böyle oluyor işte. Ayrıntılar belirgin olsun, renkler silik görünmesin diye parlaklığıyla çoook hafif oynuyorsun, sonra bloga koyduğunda dikenli tırnaklarla karşılaşıyorsun. Oje fotoğraflama becerilerimi biraz daha geliştirmem lazım. Ama etraf zaten kusursuz manikürlü, bakımlı tırnaklı oje blogger’ı dolu. Google’da ufak bir arama yaparak müthiş kaliteli swatchlar bulmanız mümkün. Ben hiçbir zaman tırnağıma o kadar zaman ayıran biri olacağımı sanmıyorum. Şansınıza küsün.

Cruelty-Free ve Vegan Beyanı

Zoya cruelty free komünitede uzun zamandır kendine yer bulmuş durumda. Bu yüzden Peta ya da Leaping Bunny sertifikası olmadığını görünce biraz şaşırdım. Kendileriyse ürünlerini ve içeriklerini hayvanlarda deney yapmadığını, tedarikçilerinin de böyle bir eylemde bulunmadığını iddia ediyorlar. Aynı zamanda güvendiğim, ince eleyip sık dokuduğunu bildiğim blogger Logical Harmony de Zoya’yı test etmeyenler listesine almış. Aksi bir durum ortaya çıkmadığı sürece ben alışveriş yapmaya devam edeceğim. Eğer siz sertifikalı ürün kullanmıyor, Zoya’nın iddialarını yeterli bulmuyorsanız bu markayı desteklemeyin tabii.

Zoya ojelerinin formülü aynı zamanda vegan. Bunun yanı sıra oje sektöründe sıklıkla kullanılan 5 toksik kimyasalı içermiyorlar. Tabii bu sizi yanıltmasın, tam olarak ‘doğal’, ‘temiz içerikli’ diyemeyiz. Bu marka ojeleriyle öne çıksalar da, özellikle oje çıkarıcısının çok başarılı olduğunu duydum.

Nereden aldım?

Bildiğim kadarıyla herhangi bir satış noktası yok, daha çok online alışveriş yoluyla temin ediliyor. Ben zoyaturkiye.com‘dan sipariş verdim. Fiyatlar ojenin türüne göre 20-35 lira arası değişiyor.

Seneye görüşürüz.