Warning: count(): Parameter must be an array or an object that implements Countable in /home/etiksecimler/public_html/wp-content/plugins/q-and-a-focus-plus-faq/inc/functions.php on line 210
“Cruelty-free” Türkçe’ye “zulümsüz” olarak çevrilebilir fakat asıl anlamı hayvanlar üzerinde test edilmemiş diyebiliriz. Zulümsüz ürün etiketi sadece buna odaklanırken hayvanlardan elde edilmiş madde içermediği anlamına gelmez. Yani ürün %100 vegan olmadığı sürece teknik olarak zulümsüz sayılmaz, yine de kullanılan en yerleşmiş, yaygın ve kısa terim budur.
Hayvanları insan yararına kendi malımız gibi kullanmanın ahlaki açıdan barındırdığı problemi bir kenara bıraktığımızda bile tümüyle lüks tüketim sınıfına giren kozmetik ve kişisel bakım ürünleri için hayvanların acı çekmesi, işkence görmesi, köleleştirilmesi çoğu kişi için kabul edilebilir bir şey değil. Özellikle hayvanlara acı vermeden, doğaya zararı en aza indirgeyerek, kendimiz ve sevdiklerimizin sağlığını da tehlikeye atmamız gerekmeden ulaşabileceğimiz bu kadar alternatif varken.
Bu testler uğruna tavşan, kedi, köpek, fare gibi hayvanlar doğal ortamlarından alıkoyularak laboratuvarlara hapsediliyor ve hayatlarını buralarda korku ve acı içinde geçirmeye mahkum bırakılıyor, rutin olarak vücutlarına şırıngalarla türlü kimyasallar enjekte ediliyor, zorla besleniyor ve öldürülüyor. Kimi zaman deneyler için sokaktan kimsesiz hayvanlar toplanıldığı gibi gibi deney hayvanı üretimi de yaygınlaşmış durumda. Bilim insanları kobay hayvanlarını sırf araştırma için üretip yetiştirdiklerini, yasaların getirdiği “ahlaki” kısıtlamalar doğrultusunda hayvanlara çok insanî davrandıklarını iddia etse de bu hayvan köleliğini daha kabul edilir kılmıyor maalesef. Hayvanlar bizim konforumuz için -minimum derecede bile olsa- acı çektirilecek daha aşağı bir tür olmadıkları gibi üretilecek, kullanılacak nesneler ya da makineler de değiller.
Hayvanların kullanımına alternatif olarak in vitro testler (herhangi bir canlı kullanılmadan, yapay doku ve hücre modelleri üzerinde yapılan araştırmalar) ve bilgisayar simülasyonları de günümüz teknolojisiyle gelişmiş durumda. Daha ayrıntılı bilgi için burayı tıklayın (İngilizce kaynak). Hayvan testleri küçük çaplı markalar için maliyetli olabilir fakat in vitro testler büyük şirketlerin üzerine daha büyük bir yük getirdiği için de kaçınılabiliyor. Yasalar yeni içerik güvenliği için hayvan testlerini mecburi kılıyor. Oysa ki neredeyse bir asırdır hayvanlar üzerinde denenerek güvenilirliği kanıtlanmış birçok içerik ve araştırma varken hayvanları tekrar tekrar acı çektirmek zorunda bırakmadan kozmetik-kişisel bakım ve ev hijyeni ürünleri geliştirilmesi mümkün.
Hayvan testlerinin neden gereksiz ve ahlaki açıdan yanlış olduğu hakkında ayrıntılı bilgi için burayı tıklayın (İngilizce kaynak).
← Cruelty free’ye giriş 101: Hayvan testleri nedir?