Herkesin çeşit çeşit makyaj fırçasına ihtiyacı yok. Bir ruj ya da maskaranın aksine makyaj çantamızın demirbaşlarından sayılmazlar. Ama bu konuda azıcık ayrıntıya girmeyi seviyorsanız genel görünümü ne kadar değiştirdiğini farketmişsinizdir.
Bana sorarsanız piyasadaki tüm abuk subuk şekilli makyaj fırçalarına ihtiyacımız yok. Kendimden örnek vermek gerekirse, rengarenk farlarla oynamaya bayıldığım için fırçalarım göz makyajı ağırlıklı. Yüz fırçalarıma gelince, onlar gayet basic olmasına rağmen yalnızca bir ya da iki tanesini sık kullanıyorum. Hatta buna süngerleri de dahil edebiliriz sanırım. Neyse ki çekmecede gün ışığını görmeyi beklemek onlar için pek sakıncalı sayılmaz. Renkli kozmetik gibi belirli bir son kullanma tarihleri yok çünkü, bozulmazlar etmezler. Real Techniques ve Ecotools fırçalarım genel anlamda benim için yetiyor da artıyor bile. Ama konu göz makyajına gelince aynı tutumluluğu göstermede biraz zorlanıyorum. Bu yüzden alışkanlıklarımın dışına çıktım ve Sigma fırçaları denedim. Ve genel olarak memnunum. Profesyonel görünümlü, yumuşak ve kullanışlı fırçalar yaratmada gayet başarılılar.
Sigma fırçalar vegan mı?
Öncelikle şu merak edilen mevzuya değineyim, bu sefer sonda değil en başta. Fırçalar cruelty free ya da vegan olabiliyor mu? Cruelty-free hayvan deneyleri için çıkarılmış bir terim. Ancak konu hayvanlar olduğunda hiçbir şeyin deyim yerindeyse ‘zulümsüz’ olduğu söylenemez. Öyle olsa bile bu denli ilerleyen teknoloji dahilinde müthiş sentetik fırçalar yapılabiliyorken hayvanları kullanmaya, özgürlüklerini çalmaya ne gerek var? Bu yüzden bir fırça cruelty free değil vegan olabilir ancak. Yani bu konuyu önemsiyorsanız dikkat etmeniz gereken nokta fırçanın hayvan kılından yapılmamış olması. Yoksa bir bakmışsınız ki cruelty free dedikleri fırça sincap kılı, at kılı çıkmış. Markalar bu konuda çok yanıltıcı olabiliyor. Vegan makyaj fırçası alternatiflerinden bahsettiğim yazıyı incelemek isteyenleri şuraya alalım. Sigma’yı merak ediyorsanız, Sigmax ve Sigmatech serilerinin sentetik olduğunu belirteyim. Sanırım eski serilerinde hala tek tük hayvan kılı fırçaları bulunuyor. Ama tamamen sentetik fırçalara geçiş yapma sürecindeler, bu iyi bir haber.
Nasıl temin ettim?
Real Techniques ve Ecotools, tüm fırçaları vegan, Türkiye’de de birçok markette bulunabilecek fırça markaları. Sigma fırçalara ise Youtube’dan ve bloglardan aşinayız, daha çok online siparişleriyle ünlüler. Kargo ücreti hep biraz yüksek geldiği için sadece 1 kez alışveriş etmiştim, çok eskiden, hatta şuraya da yazmıştım… Yıllar sonra pek ünlü oldular ve artık Türkiye’den de ulaşma imkanımız var. Yine internet arayıcılığıyla tabii, herhangi bir yerde satıldıklarını görmedim. Ben kozmela.com‘dan sipariş verdim, indirim yaptıkları bir dönemde. İndirimsiz biraz pahalıya geliyorlar bana sorarsanız. Sigma fırçalar Mac kopyalarıyla ünlendikleri için ucuzluklarıyla biliniyor ama şu anki uygun fiyatlı marka bolluğu içinde pek de kelepir sayılmazlar. Bu tabii ki ithal fiyatlarına da yansıyor. Lafı daha fazla uzatmıyorum ve indirimi takip edin diyorum. Evet, fırçaları yorumlamaya geçebiliriz.
F35: Sigma’nın aydınlatıcı fırçası. Pek ihtiyacım yoktu doğrusu ama çok uzun zamandır istiyordum. Normalde aydınlatıcıyı allık fırçasıyla uyguladığımda biraz abartılı, göz fırçalarıyla uyguladığımdaysa iyi dağıtılmamış bir görüntü ortaya çıkıyordu. Bu fırça güzel bir alternatif. Ama ucunu fazla sivri buldum. Belki biraz daha tombul olabilirmiş. Yine de işini görüyor. Göz altı kapatıcısını sabitlemek için kullananlar da var. Sabitlemeli, bake etmeli vs makyaj yapmadığım için hiç denemedim.
E35: Göz makyajını çok sevsem de büyük boy dağıtma fırçam yoktu. E35 bu alanda pek ünlü. Dağıtma fırçasından beklenilen her şey var bünyesinde. Ne çok yumuşak, ne de gözü rahatsız edecek derecede sert. Özellikle crease bölgesinde çok detaylı iş yapmadan hafif bir gölge vermek için çok iyi. Ama makyajımı yıllardır bu arkadaş olmadan yapmaya alıştığım için elimin en çok gittiği fırça sayılmaz. Benim için ‘temel’ değil yardımcı bir fırça oldu. Göz farını harika dağıtıyordur belki, ama alıştığım tekniğim bu değil. Yine de detaylı göz makyajlarında mutlaka kullandığım bir fırça oldu. Hemen sür çık makyajındaysa elim başkalarına gidiyor.
E45: Crease denen bölgede daha keskin bir görünüm elde etmek için üretilmiş bu fırça. Uca doğru sivriliyor. İçinizde abartılı retro makyajını seven bir Lana Del Rey ya da Adele falan varsa çok güzel 60’lar – 70’ler makyajı yapılabilir. Ben bunları yapmıyorum ama yine de günlük makyajımda sıkça kullanıyorum. Yoksa gözümün dış köşelerine, kirpik diplerine gölge attırmak için büyük fırçalar kullanırsam adeta kriz geçiriyorum. Böyle küçük ve keskin fırçalarla gelin bana. Elim bunlara daha yatkın yani, yapacak bir şey yok. Ama Youtube vloggerları gibi tombik fırçaları daha kullanışlı buluyorsanız pek ihtiyacınız olmayabilir. Belki hata kaldırabilen E35’i daha çok seversiniz.
E55: Göz kapağı fırçası. Klasik süngerli far aplikatörlerinin upgrade versiyonları bunlar bana göre. Gayet yumuşak bir fırça ama kılları sık ve tok olduğu için dağıtma gibi bir işlevi yok. Pratik bulmayabilirsiniz ama bu ihtiyaca göre tasarlanmış zaten; göz kapağında belirgin görünmesini istediğiniz farı uygulamak için ideal. Ben genellikle far rengini tam anlamıyla vermesini istediğim için bu tarz fırçaları çok seviyorum ve E55’i de sıklıkla kullanıyorum.