İçeriğine bakmadan bir şey almak benim için bir lüks. İlk zamanlarda kozmetik ya da gıda ürünlerinde karşılaşmaya başladım bu yağ ile. Özellikle hemen her sabunda ve hazır gıda içerik listesinde karşılaşınca kafamı duvarlara vurasım geliyor. Tabii bir de herkesin çılgınlar gibi kapıştığı Nutella faktörü var, palm yağı üretiminin başlıca sebebi. Bunlar en bilinenleri olmak üzere market raflarının çoğunu palm yağı kullanılmış ürünler dolduruyor. Bir de bazılarında bu içeriğin açıkça belirtilmediğini, bitkisel yağ diye geçiştirildiğini ya da hemen tanıyadığımız karışık latince kelimelerin arkasında gizlendiğini düşünün.
Palm yağı neden etik değil?
- Çoğunlukla Endonezya, Brezilya ve Malezya’daki ormanlar yokedilip yerine palmiye ağaçları ekilerek elde edilen bir yağ bu aslında. Adı da tahmin edilebileceği gibi bu bitkiden geliyor. Amazon’un çok değerli yağmur ormanlarının harap edilmesi, gittikçe daha da büyüyen iklim değişimi ve küresel ısınma sorununu da beraberinde getiriyor. Doğaya geri dönüşü çok zor bir zarar veriliyor. Ayrıca ormanların ev sahipliği yaptığı, kimisi nesli tükenmekte olan birçok yaban hayvanına da (orangutanlar başta olmak üzere) yaşam alanı bırakılmıyor. Hatta sırf önlerine çıktıkları için öldürülüyorlar. Bu konuyla ilgili bir başka video için buraya bakabilirsiniz.
- Sağlık konusunda da bizlere pek fayda getirmediği de söylendiğini ayrıca belirteyim. Bitkisel kökenli bir yağ olmasına rağmen uzmanlar kalp-damar sağlığı için zararlı olduğunu söylüyor, çünkü yüksek miktarlarda doymuş yağ asidi içeriyor.
- Palm yağının çıkarıldığı bölgenin halkı bu şirketler tarafından kötü koşullarda köle gibi çalıştırılmasına rağmen çok az maaş alıyorlar.
- İklim ve doğal habitat için yarattığı tehlikenin bilinmesine ve tepki çekmesine rağmen diğerlerine göre maliyeti daha ucuz bir yağ olduğu için kullanılmaya devam ediyor.
Nestle, Kraft ve Unilever şirketleri, bu yağı en çok kullananlardan. Bunlar büyük isimler, güvenilirdir mantığıyla yaklaşmayıp satın almadan önce ürünün içerik listesini okumak ve araştırmak en güzeli. Ama en kötüsü de bu yağın her yerde olması! Palm Yağı kullanılmayan tek tük sabunların içeriği de çok mistik bırakıp “bitkisel yağ” gibisinden maddeler konulmuş listeye. Başta Isopropyl Palmitate olmak üzere, içinde “palm” geçen süslü Latince terimlerle dolu kullandığımız bakım ürünleri. İçeriği listelenmeyen gıdalarda ise palm yağı bulunmayacağının bir garantisi yok ne yazık ki.
Büyük şirketler Greenpeace’in kampanyasıyla sertifikalı(RSPO) ve doğaya yıkıcı etkisi bulunmayacak yağ üreteceklerine söz verdi tüm bu şirketler. Ama çok iyi denetlenmediğine ve büyük gelişmeler yaratmadığına dair iddialar var. Palm yağı ticaretinin durdurulması neredeyse kaçınılmaz gibi gözüktüğü için sürdürülebilir ve adil ticaret sertifikaları, tüketicinin hassasiyeti ve etik palm yağı talebi şimdilik tek kurtuluş yolu gibi gözüküyor.
Palm yağından kaçınmak hem kendimiz, hem de diğerleri için önemli. Yahut sürdürülebilir palm yağı kullanan küçük üreticilerden almaya özen gösterebiliriz. Türkiye bu konuda henüz geride olsa da bu tarz ithal ürünlerin bulunması imkansız değil. “Bu çabanın ne anlamı var, ben ne değiştirebilirim” demeyin, bunu diyen herkes ufak da olsa bir tepki gösterse çok şey değişir. İnsanlık olarak dünyaya ve dünya üzerinde yaşayanlara -türü ne olusa olsun- bu zarar ziyanı yapmaya hakkımız yok.
Konuyla ilgili güzel ve akademik kaynaklardan derlenmiş bir videoyu aşağıda izleyebilirsiniz (İngilizce).