Lush – Aqua Marina

“O pembe temizleyiciyi alacaktım ben”. Wishlistimde çok uzun süre dursa da, hergün lavabonun üzerinde ismini görsem de bir türlü ezberleyemedim ismini. Aqua Marina o ve her fırsatta bahsettiğim Lush’ın killi temizleyicilerine olan sevgimden yola çıkarak serideki her ürünü denemek için verdiğim kararın başlangıcı. Tabii bir de Buche de Noel var denediğim, ama o yılda bir kez (evet, Noel’de) çıkan bir temizleyici olduğu için sonbaharda yazacağım postunu. Almayı düşünenler için zamanlaması bir işe yarar en azından. Yine de denediklerimin içinde en sevdiğim hep Angels on Bare Skin olarak kalacak.

Aqua Marina, yağlı-hassas ciltlere önerilen, aynı zamanda renk eşitsizliği bulunan sivilceli ciltlerin de memnun kaldığı bir ürün. Lush görevlisinin “ama cildi kurutur” ısrarlarını göz ardı ederek bahara girerken almış bulundum. Yaz için daha mantıklı bir seçenek olabilirmiş.

Diğer killi temizleyicilerden farklı olarak kullanımını çok zor buldum. AOBS de alışana kadar zorluyor insanı ama Aqua Marina onun birkaç level üstü sanki. Bir kere yapısı kremsi olduğundan diğerleri gibi suyla karıştırarak macun yapmıyoruz bu sefer. En mantıklı uygulaması, zaten ambalajın üstünde yazdığı gibi, önce yüzü ıslatıp sonra bir miktar ürünü gezdirmek. Fakat o su ayarı hep ya fazla ya da az kaçıyor. Özellikle yüzey yeterince kaygan olmazsa düzgün şekilde uygulanmıyor, erimiyor. Açıkçası çoğu zaman (mesela akşamları) sabun kullanıyorum. ÜŞENİYORUM ÇÜNKÜ.

İçeriğindeki Kalamin Pudrasının bileşeninde çinko bulunuyor. Cilt hassasiyetini azaltan, sakinleştiren bir madde çinko. Fakat iyi durulanmaz, kurulanmazsa yüzde pudramsı bir kalıntı bırakabiliyor bu pembe şey. Suyu boşa harcamayı sevmeyen biri olarak bu özelliğini hiç sevmedim. Ayrıca o yosunlar! Yanağımıza yapışmış sümükler sanabiliyoruz kimi zaman.

Artıları:

• Yağlı ciltler için çok uygun. Cildi germeden uzun saatler kuru ve mat kalmasını sağlıyor.
• Renk eşitsizliklerini dengeliyor, sivilceleri bir nebze kurutuyor.
• Cildi gözle görülür şekilde yatıştırıyor, sorunlarını azaltıyor.
• İçeriğinde katkı maddesi vs yok.
• Lush’ın diğer killi temizleyicilerinin aksine yüzde yağlı bir tabaka bırakmıyor. Fakat onlar gibi nazik bir peeling de yapmıyor (bunu eksilere sayalım).
• Vegan.

Eksileri:

• İyi durulanıp kurulanmazsa cildi pul pul yapabiliyor, egzamayı gidermiyor.
• Kuru ciltler için uygun değil.
• Kullanımı çok zor.
• Temizlemesi fena olmasa da makyajı tek başına çıkaramaz.
• Yapışkan yosunlar Çin malı lavabolarda sorun yaracaktır mutlaka.

İçerik: Glycerine, Calamine Powder, Kaolin, Irish Moss Gel, Organic Aloe Vera Gel, Fine Sea Salt, Nori Seaweed, Sweet Wild Orange Oil, Patchouli Oil, Carrageenan Extract, Perfume.

Aloe Vera ve Kalamin pudrasının içindeki çinko, hassas ciltlere iyi gelecektir. Aslında içeriği bence mükemmel; ne katkı maddesi, ne de sert kimyasallar içeriyor. Parfüm de son içerik zaten, çok ciddiye almadım. Yaz için ideal olacağını düşünsem de kullanımın zorluğundan çok yoruldum, önümüzdeki sıcak günlerde paşa paşa sabunumu kullanacağım mecburen. Yani şimdilik tekrar almayı düşünmüyorum. Herbalism hala aklımda ama. O da sonbahara kalsın artık.

Güncelleme: Lush artık Türkiye’de satılmıyor.